İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Gazze’deki insani duruma dair yaptığı son açıklamalarla dikkatleri üzerine çekti. Netanyahu, Gazze'de "kimsenin açlıktan ölmediğini" belirtirken, bu cümlesinin arkasındaki gerçekler ve rakamlar büyük bir tartışma yarattı. Gazze'nin içinde bulunduğu zor yaşam koşulları ve uluslararası toplumun endişeleri göz önünde bulundurulduğunda, Netanyahu’nun ifadeleri birçok soru işaretini beraberinde getirdi.
Netanyahu’nun sözleri, Gazze’deki insani krizle ilgili uluslararası kınamaların ve eleştirilerin ortasında bir yanıt şeklinde algılandı. Ancak, sayısız insan hakları kuruluşu ve BM’ye bağlı teşkilatlar, Gazze’deki açlık ve yetersiz beslenmeyle ilgili alarm zillerini çalmaktadır. Birleşmiş Milletler'in raporlarına göre, Gazze halkının %80’i insani yardıma muhtaç durumda. Peki, Netanyahu’nun bu açıklaması gerçeklerle ne denli örtüşüyor? Gazze'deki koşullar, Netanyahu’nun sözleriyle çelişiyor mu?
Uluslararası Kızılhaç ve diğer insani kuruluşlar, Gazze'deki çocuklar arasında yetersiz beslenme oranlarının korkutucu boyutlara ulaştığını bildirmektedir. Önceki yıllara göre artan bu oranlar, bölgede ciddi bir açlık sorunu yaşandığını göstermekte. Birçok ailenin günlük hayatını sürdürmekte zorlandığı ve temel gıda maddelerine erişemedikleri, yerel halkın tanıklıklarıyla da desteklenmektedir. Örneğin, Gazze'de yaşayan bir anne, "Çocuklarım aç kalıyor. İhtiyacımız olan gıdayı almakta zorlanıyoruz. Bir zamanlar normal bir yaşam sürüyorduk, ancak her geçen gün koşullarımız daha da kötüleşiyor.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Netanyahu'nun "açlık yok" ifadesi, pek çok sosyal medya kullanıcısının ve gazetecinin dikkatini çekti. Gazze hakkında yapılan araştırmalar, açlığın ve besin yetersizliğinin boyutlarını gözler önüne seriyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Gazze’deki insanların %40’ının yeterli gıdaya erişemediğini belirtiyor. Bu oranlar, bölgedeki sosyo-ekonomik sıkıntıların büyüklüğünü gözler önüne sermekte.
Ayrıca, yerel gazetelerde ve uluslararası medya organlarında yer alan haberlerde, Gazze’deki sağlık koşullarının da oldukça sürdürülemez olduğu aktarılıyor. Hastanelerin yetersizliği, tedaviye ihtiyaç duyan hastaların bile zamanında ve yeterli hizmet alamadığını ortaya koyuyor. Gazze’de yaşayan doktorlar, "Acil durumlar için gereken ilaçlar ve malzemeler neredeyse hiç yok. Birçok hastamız, tedavi olamazken, yemek bulamayan aileler de her geçen gün artmakta.” şeklinde açıklamalarda bulunuyor.
Netanyahu’nun açlık yok iddiaları, hem yerel hem de uluslararası düzeyde tepkilere neden olmuş durumda. Gazze’deki halkın yaşam şartlarının zorluğuna dikkat çeken tanıkların ve insani yardım uzmanlarının ifadeleri, bu iddiaların ne denli tartışmalı olduğunu hissettiriyor. Özellikle, hemen her gün yeni insan hakları ihlalleri ve insani kriz raporları gelirken, Netanyahu’nun bu konuda yapmış olduğu açıklamaların halk nezdinde pek inandırıcı bulunmadığı gözlemleniyor.
Sonuç olarak, Netanyahu'nun "Gazze'de kimse açlıktan ölmüyor" beyanı, gerçeklerle çelişmekte ve aslında bölgedeki durumu yansıtmamaktadır. Hem yerel halk hem de uluslararası topluluk, Gazze'nin acil insani yardıma ihtiyacı olduğunu defalarca vurgulamıştır. Bu konuda daha fazla veri ve tanıklığın ışığında, Netanyahu'nun söylediklerinin etkileri ve gelecekteki politikalar üzerinde nasıl bir etki yaratacağı merak konusudur. Uluslararası kamuoyunun Gazze'ye olan ilgisi ve desteği, bölgedeki bu insani krizin aşılması adına büyük önem taşımaktadır.