Malatya, Türkiye'nin doğusunda yer alan tarihi ve kültürel zenginlikleri ile bilinen bir şehir olmasının yanı sıra, sık sık sarsıntıların yaşandığı bir bölge olarak da dikkat çekmektedir. 16 Ekim 2023 tarihinde, sabah saatlerinde meydana gelen 3,9 büyüklüğündeki depremin ardından şehirde ciddi bir panik yaşandı. Depremin merkezi, Malatya'nın Yeşilyurt ilçesi olarak kaydedildi. Saat 10:15'te meydana gelen sarsıntı, derinliği 7 kilometre olarak ölçüldü. Depremin ardından birçok vatandaş, paniğe kapılarak evlerinden dışarı koştu. Sosyal medyada paylaşılan bazı görüntüler, şehrin merkezinde yaşanan hareketliliği ve insanların yaşadığı korkuyu gözler önüne serdi.
Depremin hemen ardından yetkililer, bölgede hasar tespiti ve gerekli önlemlerin alınması için harekete geçti. Malatya Valiliği, sarsıntının ardından yapılan ilk araştırmalarda herhangi bir can veya mal kaybının yaşanmadığını duyurdu. Ancak bazı binalarda çatlakların oluştuğu ve maddi hasarın meydana geldiği bildirildi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), deprem sonrası vatandaşlara yönelik olarak acil durum bilgilerinin paylaşıldığını ve psikolojik destek sunma hizmetlerinin başlatıldığını açıkladı. Özellikle çocukların ve yaşlıların bu tür doğa olaylarına karşı duyarlılığı nedeniyle, psikososyal destek ekiplerinin bölgeye yönlendirildiği duyuruldu.
Depremle ilgili görüşlerini belirten Malatya İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Selçuk Korkmaz, meydana gelen 3,9 büyüklüğündeki depremin genel anlamda hafif bir sarsıntı olduğunu, ancak bölgedeki yeraltı yapılarının ve zemin özelliklerinin depremin etkisini artırabileceğini belirtti. Korkmaz, Malatya’nın, jeolojik yapısı dolayısıyla sıklıkla depremlerle karşılaşabileceğini ve bu nedenle yapıların depreme dayanıklı şekilde inşa edilmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı. "Bölgedeki inşaat standartları, depremler karşısında ciddi bir risk taşımaktadır. Geçmişte yaşanan büyük depremler, unutulmamalıdır. Bunun için hem kamu hem de özel sektör, depreme uygun yapılar oluşturmalı" ifadelerini kullandı.
Son yıllarda, Malatya'da yapılan konut projelerinin büyük bir kısmının depreme dayanıklılık kriterlerine uygun olarak inşa edildiği belirtilse de, bazı eski binaların bu kriterlerden yoksun olduğu ve güçlendirilmesi gerektiği uzmanlar tarafından ifade edilmektedir. Deprem sonrası yapılan çalışmalarda, bu tür binaların tespit edilip ıslah edilmesi, olası büyük depremler öncesinde önemli bir adım olarak değerlendirilmekte.
Malatya halkı, depremin ardından önlem almanın ve afet bilincinin artırılmasının hayati önem taşıdığını düşünmektedir. Yerel yönetimler, çeşitli seminer ve eğitim programları ile halkı deprem konusunda bilinçlendirmeyi hedeflemektedir. Ayrıca, afet anında yapılması gerekenler hakkında bilgilendirme yaparak, benzer durumlarla karşılaşılması durumunda nasıl hareket edilmesi gerektiğini anlatmaktadır.
Sonuç olarak, 3,9 büyüklüğünde yaşanan deprem Malatya'da kısa süreli bir korku yaşatmış olsa da, yetkililerin aldığı hızlı önlemler ve halkın gösterdiği dayanışma durumu kontrol altına aldı. Ancak, bölgenin deprem kuşağında yer aldığını unutmamak gerekiyor. Dolayısıyla, hem bireysel hem de kolektif olarak deprem hazırlıklarının daha fazla önemsenmesi büyük bir gereklilik haline gelmiştir. Bu tür olayların tekrarlanmaması için proaktif bir yaklaşım benimsemek, Malatya'nın geleceği açısından hayati bir önem taşımaktadır.